YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13552
KARAR NO : 2013/18458
KARAR TARİHİ : 26.11.2013
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların
suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamıyacaktır.
Sanığın, katılan ile birlikte …Turizm Tanıtım Organizasyon Tarım San. Tic.Ltd.Şti ortağı ve müştereken imza yetkisine sahip yetkilisi olduğu, sanığın katılanın rızası ve bilgisi dışında şirket hesabından belirtilen miktarın sanığın sahsi hesabına aktarılması talimatını içeren yazılar hazırlayıp katılanın imzasını başka belgelerden taşıyıp eklemek suretiyle yetkilisi oldukları şirketin hesabının bulunduğu Türkiye … Bankası Valide Çeşme Şubesi’ne bu talimat yazılarını fakslamak suretiyle 174 718 no.lu şirket hesabından toplam 1.833.220.00 TL’yi kısa aralıklarla aynı şubedeki 99243 no.lu kendisine ait hesaba aktarmak biçiminde gerçekleşen somut olayda,
Sanık hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede
Sanığın ortağı olan katılanın imzasını başka belgelerden taşımak suretiyle oluşturulan talimat belgelerini yaklaşık bir yıl boyunca çeşitli aralıklarla banka şubesine fakslamak suretiyle banka görevlilerini yanıltarak ortağı olduğu şirket hesabından kendi hesabına bilirkişi raporuna göre toplam 1.833.220.00 TL’nin aktarılmasını sağlayarak şirketin diğer ortağı katılanın zararına kendisine haksız menfaat sağladığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin bankaların olağan faaliyetlerini yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f gereği ceza tayin edildiği halde aynı maddenin son fıkrası gereğince adli para cezasının elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hususunun gözetilememek suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 26.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.