YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13527
KARAR NO : 2014/5687
KARAR TARİHİ : 26.03.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/90999
MAHKEMESİ : İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2009
NUMARASI : 2007/147 (E) ve 2009/450 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma, Görevi kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Avukat olan sanığın katılanın sahibi ve temsile yetkili olduğu şirketin vekilliğini üstlendiği, bu kapsamda İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2005/15853 sayılı takip dosyasında alacaklı vekili olarak görev yaptığı esnada alacak miktarı 20.156 TL olan takip dosyasında katılanın talimatı olmaksızın bu dosya borçlusu bulunan H..Elkt. San. Tic. Ltd. Şti ile anlaştığı borçlusu B.. elektrik ltd. Şti alacaklısı C.. G.. ve H..trik San. ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi H.. Ş..’ın kefil olduğu, 5 adet 5.000 TL bedelli senetleri katılan şirkete vermediği, ayrıca bu beş adet çeki alacaklısı C.. G.. vekili olarak İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2006/9571 sayılı dosyasında icra takibine giriştiği yine katılana ait şirkete ait 6 adet çek ile ilgili olarak İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesine müracaat ettiği, 2005/445 esas sayılı takip dosyasından katılanın herhangi bir bilgisi ve talimatı olmaksızın 22.12.2005 tarihinde davadan feragat etmesi üzerine bu davanında feragat nedeni ile aynı tarihte reddedildiği ve sanığın bu dosyada
teminat olarak yatırılan 9000 TL yi aldığı halde katılana veya şirketine iade etmediğinin iddia edildiği somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi uyarınca sadece hapis cezalarının ertelenebileceği, adli para cezalarının ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi
3-Sanık hakkında belirlenen denetim süresinin alt sınırının mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi suretiyle, 5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesine muhalefet edilmesi,
4-Sanığın ek savunması alınmadan TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
5-TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca, hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi alt soyu üzerindeki velayet,vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup sanık, katılan vekili ve o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.