YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13364
KARAR NO : 2012/44409
KARAR TARİHİ : 28.11.2012
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
Bozma üzerine yapılan yargılamada dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık … hakkında, resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi içerisinde kamu davası açılması ve karar verilmesi mümkün görülmüştür.
A- Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmünün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede;
Beraat kararının gerekçesine yönelik olmayan temyizde sanığın hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz talebinin 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
B- Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin temyizi üzerine yapılan incelemede;
14.12.2000 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’ nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’ nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
C- Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyizi üzerine yapılan incelemede,
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’ nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında lehe olan yasa hükümlerinin uygulanması için 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK hükümlerinin karşılaştırılması sırasında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’ nın 204/1 maddesi kapsamında olduğu gözetilmeksizin aynı yasanın 204/2 maddesinin esas alınması suretiyle 765 sayılı TCK’ nın 342/1 maddesinin lehe olduğunun tespiti ve Ceza Genel Kurulunun 08/06/2010 tarihli ve 2010/11-98, 143 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 5237 sayılı TCK’ nın 43/1 maddesinde bulunan, “değişik zamanlarda” ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gerekli olup, somut olayda, sanığın katılan şirkete olan borcu için şirket temsilcilerine aynı anda iki adet sahte senedi ibraz ettiği anlaşılmakla, olayda zincirleme suç hükümlerinin oluşmadığı ve 5237 sayılı TCK’ nın 43. maddesinin uygulama şartlarının bulunmadığı, bu nedenle lehe yasa uygulamasında 5237 sayılı TCK hükümlerinin sanığın daha lehine olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanığın Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen erteli mahkumiyet hükmünün 765 sayılı TCK’ nın 95/2. maddesi gereğince aynen infazına dair kararın erteli mahkumiyeti veren mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.11.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.