Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/13298 E. 2012/44454 K. 28.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13298
KARAR NO : 2012/44454
KARAR TARİHİ : 28.11.2012

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Anayasa Mahkemesi’nin 29.12.2011 gün ve 28157 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20.10.2011 gün ve 54/142 sayılı iptal kararı ile 6217 sayılı Yasanın 13. maddesi ile değiştirilen 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “IV.Temyiz, istinaf ve itiraz harçları” kısmının “Yargıtay Ceza Dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL” biçimindeki (b) fıkrasının itiraz konusu kuralla birlikte ödeme gücü olmayanlara etkili adlî yardım sağlayacak bir sistem düzenlenmediği gerekçesi ile Anayasa’nın 2, 5 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptaline , iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği, inceleme tarihi itibari ile iptal kararının yürürlüğe girdiği;ayrıca yokluğunda verilip 06.02.2012 tarihinde tebliğ olunan mahkumiyet hükmüne yöneli k sanığın yasal süresi içerisinde 07.02.2012 günlü temyizin süresinde yapıldığı belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda;sanığın … isimli internet sitesine satılık otomobil ilanı verdiği bu ilan sonrasında telefonla kendisi ile irtibat kuran kişilerle otomobil satışı konusunda pazarlık yaptığı avans veya masraflar şeklinde paralar havale etmelerini istediği müştekinin de suç tarihinde bu şekilde sanığa 250 TL parayı havale yoluyla gönderdiği sanığın gönderilen havale bedelini çektiği halde bir daha müşteki ile görüşmediği şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’ nun 158/1-g maddesinde düzenlenen Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu teşkil ettiği gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK’ nun 158/1-f maddesinde düzenlenen banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkındaki hüküm kesinleştirilip infaza verildiği anlaşıldığından infazın durdurulmasına,sanığın salıverilmesine başka suçtan tutuklu ya da hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.