Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/13225 E. 2014/5643 K. 26.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13225
KARAR NO : 2014/5643
KARAR TARİHİ : 26.03.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/259952
MAHKEMESİ : Antalya 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2011
NUMARASI : 2010/280 (E) ve 2011/198 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Beypazarı ilçesinde ceviz sucuğu imalatı yapan katılanı telefonla arayan sanığın, 13.000 TL değerinde 1,5 ton ceviz sucuğu siparişi vererek Antalya iline getirmesini istediği, ödemeyi de malların teslim edildiği anda yapacağını söylediği, katılanın da oğlu olan Murat ile birlikte malları araca yükleyerek Antalya iline gittiği, sanıkla buluştuktan sonra bir depoya giderek malları boşalttıkları, daha sonra sanığın, başka kişilerden alacağı olduğunu ancak parasını alamadığını, bu nedenle geçmiş tarihli bir senet düzenleyeceğini, bu senedi alacaklılarına gösterip parasını alacağını sonra da kendisine olan borcunu ödeyeceğini söyleyerek, 13.000 TL’lik geçmiş tarihli senet imzalayıp katılana verdiği, daha sonra telefonla konuşan sanığın alacaklı olduğu kişilerin geldiğini söyleyerek katılanın yanından ayrıldığı, bir süre sanığı bekleyen katılanın, gelmemesi üzerine malları indirdiği depoya gittiğinde deponun boşaltılmış olduğunu gördüğü, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın depoyu bir günlüğüne kiraladığını, üzerine atılı suçu işlemediğini savunması, katılanın da depoya indirdiği malların 1 saat içerisinde boşaltıldığını, deponun boyanması amacıyla anahtarların sanığa verildiğinin kendisine depo sahibinin komşusu tarafından söylendiğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından olay sırasında orada bulunduğu anlaşılan katılanın oğlu M.. T.. ile depo sahibi ve komşunun açık kimliklerinin tespiti ile tanık olarak dinlenmelerinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.