Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/13173 E. 2014/5781 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13173
KARAR NO : 2014/5781
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/246402
MAHKEMESİ : Antalya 4. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2010
NUMARASI : 2009/1863 (E) ve 2010/1266 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen 27.12.2010 tarihli mahkumiyet hükmünün, sanık tarafından kovuşturma aşamasında bildirilen adrese 02.05.2011 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle sanık tarafından yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, araç kiralama işi yapan müştekinin iş yerine 07.09.2009 tarihinde gelerek 07 NMU 82 plaka sayılı aracı oto kira sözleşmesiyle bir haftalığına kiraladığı, ancak kira sözleşmesinde belirtilen süre sonunda söz konusu aracı getirip müştekiye iade etmediği, bilahare üçüncü şahıslara satmaya kalkıştığı, daha sonra suça aracın Antalya İli Cumhuriyet Mahallesi F.. Caddesi üzerinde terk edilmiş olarak bulunup müştekiye iade edildiğinin iddia edildiği olayda,
Sanığın, kiraladığı aracı müştekiye teslim etmemesi eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturması ve dosya içeriğine göre sanığın bizzat pişmanlık göstererek müştekinin zararlarını kısmen veya tamamen gidermediğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bu hususlarda belirtilen düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde, suça konu aracı müştekiden kiraladığını, ancak memleketinden dönemediği için aracı yanında çalışan elemanı ile gönderdiğini, fakat elemanının söz konusu aracı birkaç gün teslim etmediğini, bunu da telefon ile öğrendiğini belirtip suçlamaları kabul etmemesi, soruşturma aşamasında ifadesi alınan Ü. D. isimli şahsın söz konusu aracı 13.09.2009 tarihinde Antalya oto pazarında bir erkek şahsın satmaya çalıştığını beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın duruşmaya çağrılarak savunmasında belirttiği elemanının kim olduğunun, açık kimlik ve adres bilgilerinin sorularak gerçekte var olup olmadığının tespit edilmesi, akabinde böyle bir kişinin olduğunun anlaşılması halinde mahkemeye çağrılarak sanığın ifadesinde belirtiği hususların doğru olup olmadığı hususunda beyanın alınması, Ü. D. isimli şahsın duruşmaya çağrılarak olayla ilgili tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve sanıkla mahkemede yüzleştirilerek suça konu aracı oto pazarında satmaya çalışan kişinin sanık olup olmadığının kesin olarak belirlemesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanığın teşhise elverişli yeni çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek tanık Ü..’in kesin teşhisinin sağlanması ve müştekinin mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılarak şikayet ve delillerinin nelerden ibaret olduğunun sorulmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.