YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13150
KARAR NO : 2014/2017
KARAR TARİHİ : 06.02.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/244370
MAHKEMESİ : Çeşme Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2010
NUMARASI : 2009/437 (E) ve 2010/65 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Harun adındaki açık adres ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahsın, katılanı arayarak 12 ton odun alacağını, odunları Çeşme’ye getirmesi halinde kendisini İsmail isimli şahsın karşılayacağını söyleyerek anlaştığı, katılanın odunları Çeşme’de sanık İ.. Y..’a teslim ettikten sonra telefonla aradığı Harun’un parayı Ahmetli’de vereceğini söylemesi üzerine katılanın Ahmetli’ye gittiği ancak şahsa ulaşamadığı, sanığın kimliği tespit edilemeyen Harun isimli şahısla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek katılanı dolandırdığının iddia edildiği somut olayda; sanığın suça iştirak edip etmediğinin kuşkuya yer vermeksizin tespiti için, 04.12.2009 tarihli oturumda, Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın kardeşi olduğu ileri sürülen Harun isimli şahıs, hakkında dava açılmasının sağlanması ve delillerin birlikte değerlendirilmesi için davaların birleştirilmesi ve
sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.