Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/13005 E. 2014/5582 K. 26.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13005
KARAR NO : 2014/5582
KARAR TARİHİ : 26.03.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/69742
MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2009
NUMARASI : 2008/835 (E) ve 2009/557 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1) Anayasa’nın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik gerekçe ile hüküm kurulması,
2) Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Sanığın araç kiralama firmasından kiralamış olduğu otomobili süresi dolmasına rağmen iade etmediği iddia ve
kabul olunan olayda; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen suçu teşkil ettiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde anılan maddenin ikinci fıkrasından uygulama yapılarak sanığa fazla ceza tayini,
3)Kabule göre de; hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer C. savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.