Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/12300 E. 2013/1092 K. 23.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12300
KARAR NO : 2013/1092
KARAR TARİHİ : 23.01.2013

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme, hakaret ve yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda;Sanığın kardeşi olan müşteki ile ortak kullandıkları alana misafirinin otosunu park ettiği bahanesiyle müştekinin evinin camlarını kırıp sinkaflı sözlerle hakaret ederek taş vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralamaktan ibaret eyleminin mala zarar verme, hakaret ve yaralama suçlarını oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,diğer temyiz itirazlarının reddine ancak,
1-Mala zarar verme suçundan 5237 Sayılı TCK’nun 151/1 maddesi gereği temel ceza tayin olunurken aynı anda işlenen hakaret ve yaralama suçları bakımından hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde, meydana gelen zararın azlığı sanığın suçunu ikrar etmesi hususları dikkate alınmadan yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini,
2-Sanığın mala zarar verme eylemini, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşinin zararına işlediği halde 5237 Sayılı TCK’nun 167/2 maddesinde öngörülen indirimin sanık hakkında uygulanmaması
3-Hakaret ve yaralama suçlarından hüküm kurulurken tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nun 58. maddesinin uygulanmaması,
4-Yaralama suçu açısından uygulama yapılırken sanık ile katılanın kardeş olduğuna ilişkin nüfus kaydı getirtilmeden, verilen cezanın 5237 Sayılı TCK’nun 86/3-a maddesi gereği artırılması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23,01.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.