Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/12175 E. 2012/43666 K. 17.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12175
KARAR NO : 2012/43666
KARAR TARİHİ : 17.10.2012

Dolandırıcılık suçundan sanık … …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f, 62, 168/2, 53/1-2 maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis ve 740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 22/07/2008 tarihli ve 2008/105 esas, 2008/259 sayılı karar lehine vaki temyiz istemi üzerine onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2008 gün ve 2008/232563 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 14/02/2012 gün ve 2011/11489 Esas, 2012/7921 sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’ nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Dairemizin 14/02/2012 gün ve 2011/11489 Esas, 2012/7921 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda, sanığın kendisine ait olmayan araç için gazetede ilan vererek kendisini arayan müşteki ile pazarlık yapması, pazarlık sonucu aracın satışı hususunda tarafların anlaşmaları üzerine sanığın müştekiden 100 TL kapora istemesi, müştekinin abisi aracılığıyla sanığın … bankası hesabına 100 TL’ nin havale edilerek sanık tarafından çekilmesi şeklindeki eyleminin bankanın münhasıran ödeme aracı olması, gazete ilanının da hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve müştekinin aldatılmasına etkisinin bulunmaması nedeniyle eyleminin 5237 sayılı TCK’ nın 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/10/2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.