Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/12113 E. 2013/563 K. 17.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12113
KARAR NO : 2013/563
KARAR TARİHİ : 17.01.2013

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Taşımacılık işi yapan sanığın, müşterisi olan firmaya ait taşıma işini yapmalarına kızıp katılanların işyerine giderek katılan M..Y..’e müşterime bir daha nakliye gönderirsen sonucuna katlanırsın diyerek tehdit edip, katılan B.. Y..’i yumrukla yaralayıp, dükkan camını kırdığının subut bulduğu olayda;
Sanığın Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06.02.2006 tarih ve 2005/1023 esas ve 2006/69 karar sayılı kararı ile aldığı 14.06.2006 tarihinde kesinleşen on ay hapis cezasının infaz tarihi araştırılıp sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
1-Mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Tehdit ve yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Müştekilerle aynı işi yapan sanığın müştekilerin işyerine gelerek, iş yerinde bulunan müşteki M.. Y..’i müşterime nakliye gönderirsen sonucuna katlanırsın diyerek tehdit ettiği ve darp ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin özel kast açısından biri diğerinin unsurunu oluşturması nedeniyle tek fiil sayılan ve içtima hükümlerinin uygulanamayacağını öngören TCK’nun 42/1 maddesinde düzenlenen “bileşik suç” hükümlerine göre, aynı kanunun 117.maddesinde düzenlenen ve şikayete bağlı olan iş ve çalışma özgürlüğünü engelleme suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.