Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/11958 E. 2014/81 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11958
KARAR NO : 2014/81
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/83150
MAHKEMESİ : İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/09/2009
NUMARASI : 2008/210 (E) ve 2009/298 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanık Recai’nin katılan bankadan kredi aldığı, kullanmış olduğu krediyi teminat altına almak amacıyla diğer sanık Mustafa’nın kendi adına kayıtlı .. plakalı aracı bu kredi için rehin edip kredi borcuna kefil olduğu, daha sonradan söz konusu aracın çalıntı olduğu, sanıkların söz konusu araç için sahte plaka ve araç tescil belgesi düzenledikleri ve böylece sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda, aracın sanık Mustafa tarafından 22.06.2006 tarihinde K. P.. isimli şahıstan satın alındığı, K. P.. hakkında söz konusu araç için sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından dolayı Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’na yetkisizlikle dosyanın gönderildiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, söz konusu dosyanın getirtilerek, dosya hakkında bir karar verilmemiş ise hukuki ve fiili irtibat bulunması halinde her iki dosyanın birleştirilmesi karara çıkmış ise onaylı örneği dosya içine alınarak delillerin değerlendirilmesi, sanık Mustafa ile Kamil arasında sahtecilik ve dolandırıcılık suçları bakımından iştirak olup olmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.