Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/11933 E. 2014/68 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11933
KARAR NO : 2014/68
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
… Gıda Maddeleri İthalat İhracat Ticaret Sanayi Limited Şirketinin yetkilisi olan katılanların, fabrikalarında paketleme işini yapmak amacıyla işçiye ihtiyaç duymaları üzerine, sezonluk olarak çalışacak işçileri temin etmeleri için sanıklar ile anlaştıkları, bu iş için sanıklara 73000 TL para ödedikleri; ancak sanıkların, sözleşmede belirtilen zamanda temin etmeleri gereken işçileri temin etmedikleri gibi bu nedenle katılanlardan aldıkları paraları da iade etmeyerek üzerlerine atılı olan dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanıkların savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, banka dekontlarına, sözleşme içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre; dosya içerisinde mevcut olan 14.06.2007
tarihli olan ve her iki tarafça imzalanan sözleşme içeriğinde; sanıkların, katılan firmada çalışmak üzere sezonluk işçi temin edecekleri hususunda vaatte bulundukları, banka dekontlarına göre de; katılan firmadan bu nedenle 73000 TL para aldıklarının anlaşıldığı ancak; sanıkların, sözleşmeye aykırı davranma dışında dolandırıcılık suçunu oluşturabilecek hileli hareketler sergilediklerine ilişkin somut ve kesin bir delil elde edilemediği, Anayasanın, suç ve cezalara ilişkin esaslar başlığı altında düzenlenen 38. maddesinde; kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği ve hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağının güvence altına alındığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. maddesine göre de; hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamayacağının ve aynı şekilde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir cezanın verilemeyeceğinin düzenmiş olduğunun anlaşılması karşısında; uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu ve dolandırıcılık suçunun oluşmadığına yönelik mahkemenin kabulünde, Anayasa, AİHS ve kanuni düzenlemeler dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 13/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.