Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/11930 E. 2014/52 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11930
KARAR NO : 2014/52
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Suça sürüklenen çocuk …’nın kayın babası, diğer sanıkların ise öz babaları olan …’nın rahatsızlandığı, sosyal güvencesi bulunmadığından, şikayetçi …’ye ait olan sağlık karnesinin üzerindeki fotoğrafın sökülerek, yerine …’ya ait fotoğrafın yapıştırılması suretiyle oluşturulan sağlık karnesi kullanılarak Adana Ballıca hastanesine girişinin yapılmasından sonra, 10.06.2008 ile 20.06.2008 tarihleri arasında tedavi olmasının sağlandığı ve bu kapsamda, 6.805.98 TL tutarındaki tedavi masrafının katılan kurum tarafından karşılandığı, tedavisi sonrasında vefat eden …’nın ölümünün nüfus müdürlüğüne
şikayetçi … olarak bildirilmesi üzerine, şikayetçiye ait sağlık karnesinin sanıklar tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, bu şekilde sanıkların, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket edip, başkasına ait sağlık karnesinin üzerindeki fotoğrafı değiştirmek suretiyle oluşturdukları sağlık karnesini kullanarak babaları olan ….nın, adı geçen hastaneye girişini yaptırdıktan sonra 10 gün süre ile tedavi olmasını sağlayarak katılan kurum tarafından masrafların karşılanmasına neden olduklarının iddia edildiği olayda;
Resmi belgede sahtecilik suçunda; aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu ve adli emanetin 2009/2004 numarasında kayıtlı olan suça konu sağlık karnesinin celbi sağlanıp mahkeme heyeti tarafından incelenmesi ve tedavi sırasında hastaneye ibraz edilen fotokopisi ile yapılan karşılaştırmasında; sağlık karnesinin orijinal halinde, şikayetçi …’nin fotoğrafının üzerinde resmi mühür ve imzanın yer aldığı, söz konusu fotoğrafın çıkartılmasından sonra üzerinde mühür ve imzanın olmadığı ve …’ya ait olan fotoğrafın yapıştırıldığı, mühür ve imzanın fotoğrafın dışındaki bölümlerde yer aldığı, sağlık karnesinin fotokopisi üzerinde yapılan basit incelemede bile, …’ya ait fotoğrafın sonradan yapıştırıldığının anlaşılabildiği, bu haliyle, tedavi için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine müracaat edildiğinde, hastane görevlileri tarafından, ibraz edilen sağlık karnesinin kontrol edilmesi halinde söz konusu fotoğraf üzerinde, resmi mühür ve imzanın yer almaması, mühür ve imzanın fotoğraf dışındaki bölümlerde yer almış olmasından dolayı, orijinal fotoğrafın çıkartılıp yerine başka bir fotoğrafın yapıştırıldığının kolaylıkla tespit edebileceği ve bu şekilde söz konusu sağlık karnesinin gerçek sahibinin ibraz eden … olmadığının belirlenebilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin, aldatıldığı iddia edilen hastane görevlilerinin denetim olanağını ortadan kaldırmamış olması, yapılan beyanla değil, basit bir incelemeden sonra söz konusu sağlık karnesi üzerindeki fotoğrafın değiştirildiğinin tespit edilebilmesinin mümkün olduğu dikkate alındığında, dolandırıcılık suçunun kurucu unsuru olan hile öğesinin sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldırmadığından atılı suçun hile unsurunun oluşmayacağı ve aynı gerekçelerle resmi belgede sahtecilik suçunun da kurucu unsuru olan başkalarını aldatma kabiliyetinin somut olayda gereçekleşmediği dikkate alınarak; atılı suçların unsurlarının oluşmadığına dair gerekçeler ile verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.