YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11484
KARAR NO : 2014/4404
KARAR TARİHİ : 11.03.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/57682
MAHKEMESİ : Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/06/2009
NUMARASI : 2007/876 (E) ve 2009/500 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanık Hikmet’in, müştekiye Y.. h.. ve J..h.. olarak tanıttığı sanıklar Ahmet ve Mesutla birlikte müştekiye okuyup üfleyip muska yazarak arazisinden hazineyi çıkarmak ve arazisindeki tarihi eserlerle ilgili büyü yapacaklarını söyleyerek 25.000 ABD doları, 17.000 TL, 2.050 TL değerinde iki adet cep telefonu ve 930 gr altınını aldıkları iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin temas ettiği, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ahmet müdafii, sanık Mesud ile sanık Hikmet ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine, 11/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.