YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10882
KARAR NO : 2014/392
KARAR TARİHİ : 15.01.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/264534
MAHKEMESİ : Kartal 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/11/2010
NUMARASI : 2009/1409 (E) ve 2010/932 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, katılanın sahibi olduğu iş yerinde satış elamını olarak çalıştığı ve kendisine teslim edilen ürünlerden 5260 TL bedelli kısmının bulunmadığının tutanak ile tespit edildiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın kullandığı araçtan hırsızlık olduğu ve yaklaşık 3000 TL’lik mal çalındığını beyan etmesine rağmen bu konu hakkında herhangi bir şikayetinin bulunmaması, bilirkişi raporu ile sanığın 4314 TL bedelli malı yada bedelini iade etmediğinin belirlenmesi, aynı işyerinde muhasebeci olarak çalışan tanık S.. K..’nın sanık yapılan satışların bedellerini bana teslim ediyordu suç tarihinde sanık iş yerine gelmemişti o sırada sayım yapıldığında eksiklik tespit edildi durumu katılana bildirdim hatırladığım kadarıyla 5260 TL kadar sanığın açığı bulunuyordu şeklinde beyanda bulunması, sanığın belirli miktarlarda açığı bulunduğuna dair iki adet belgeyi imzalaması, mahkemenin kabulünün aksine sanık tarafından imzalanan 5000 TL’lik senedin çıkan açığa karşılık verilmediği işe başlarken verilen teminat senedi verildiğinin anlaşılması karşısında sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluştuğu ve sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.