YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10839
KARAR NO : 2014/412
KARAR TARİHİ : 15.01.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/259120
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2011
NUMARASI : 2010/703 (E) ve 2011/377 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın katılanı arayıp H. K.. aracılığı ile aradığını söyleyerek,… Kardeşler kuruyemiş ünvanı ile ticaret yaptığını ve fıstık satın almak istediğini söylediği, katılanında yıllardır ticaret yaptığı H. K..’in refarans gösterilmesi üzerine sanığa güvenmesi üzerine 8.280,00 TL tutarında 720 kg fıstığı kargo ile gönderdiği, ancak sanığın borcunu ödemediği gibi belirtilen adreste … Kardeşler isimli kuruyemişçinin de bulunmadığının iddia edildiği somut olayda;
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nın 308/7 maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmiyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.