Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/10734 E. 2014/4356 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10734
KARAR NO : 2014/4356
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/61017
MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2009
NUMARASI : 2008/425 (E) ve 2009/427 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Şikâyetçi şirkette kasa sorumlusu olarak çalışan sanığın, 09.08.2005 tarih ve 02…. no’lu makbuzla şirket adına gönderilen 1.652.44 TL’yi imza karşılığında teslim almasına ve 7.470,00 TL’yi de nakit olarak çekmesine rağmen şirket kasasına giriş yapmayarak mal edinmek suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanığın soruşturma aşamasındaki beyanında 1.652,44 TL’yi alıp şirketin kasasına yatırdığını, 7.470,00 TL’yi hiç almadığını belirterek suçlamaları kabul etmemesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından; şikayetçi vekili tarafından 03.05.2007 tarihinde Cumhuriyet savcılığına ibraz edilen 01.09.2005 tarih ve 104361 numaralı, 7.470,00 TL bedelli makbuz aslı üzerindeki imzanın sanığa ait olup olmadığının tespit edilebilmesi için usulüne uygun bir şekilde imza incelemesi yaptırılarak, parayı tanık M.. Y..’tan teslim alıp almadığının tespit edilmesinden sonra, sanığın çalıştığı dönemleri kapsayacak şekilde muhasebe kayıtları, banka hesapları ile tüm defter ve belgelerin getirilerek, belirtilen paraların sanığın uhdesinde kalıp kalmadığının kesin olarak belirlenmesi amacıyla uzman bilirkişiden rapor aldırılarak sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi