YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10703
KARAR NO : 2014/106
KARAR TARİHİ : 13.01.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/37127
MAHKEMESİ : Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2009
NUMARASI : 2009/26 (E) ve 2009/405 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suçtan doğrudan doğruya zarar gören şikayetçinin 02/06/2009 tarihli duruşmada açıkça şikayetçi olduğunu bildirmesi karşısında; CMK’nın 238/2. maddesi hükmü uyarınca kamu davasına katılmak isteyip istemediği sorulmadan ve beyanı tutanağa geçirilmeden yargılama sonuçlandırılmış ise de şikayetçi olduğunu beyan etmesi ve süresinde temyiz dilekçesi vermesi karşısında; 5271 sayılı CMK’nın 237/2.maddesi gereğince davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/12/1986 gün 477/634, 21/09/1992 gün 225/236 ve 12/06/2001 gün 177/119 sayılı kararları ile uyum gösteren daire kararlarında açıklandığı üzere, fiilin suç oluşturmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilmesi dışında, delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan hüküm kurulamayacağı gözetilmeden 5271 sayılı CMK’nun 193. maddesine yanlış anlam verilerek sanığın sorgusu yapılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/01/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.