Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/10518 E. 2014/4573 K. 12.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10518
KARAR NO : 2014/4573
KARAR TARİHİ : 12.03.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/47767
MAHKEMESİ : Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2009
NUMARASI : 2008/25 (E) ve 2009/298 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın İETT’de şoför olarak görev yapan katılan H.. Ç..’ın yönetiminde bulunan belediye otobüsüne yolcu olarak binip katılan ile sohbete başlayarak samimiyet kurduktan sonra gümrük müdürlüğünde çalıştığını, çalıştığı kurumca 350 TL ye bilgisayar satıldığını, isterse bu fiyata kendisine bilgisayar temin edebileceğini söylediği, katılanın inanarak kabul ettiği ve durumu diğer katılan Y.. B..’a anlatarak ikisi birlikte sanıkla buluştukları katılan H.. Ç..’ın sanığa 350 TL verdiği katılan Y.. B..’un da sanıkla birlikte sanığın satış yapıldığını iddia ettiği Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü önüne geldiği. Sanığın, katılan Y.. B..’tanda 350 TL alarak bilgisayarları alıp getiriceğini söyleyerek Gümrük Müdürlüğü’ne girdiği ve izini kaybettirerek olay yerinden kaçtığı anlaşılan olayda sanığın eyleminin her iki katılana karşı ayrı ayrı dolandırıcılık suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında temel ceza tayin edilirken ve gün adli para cezası TL cinsinden adli para cezasına çevrilirken uygulanan kanun maddelerinin belirtilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
2-16.05.2009 tarihli katılanların bulunmadığı duruşmada sanığın katılanlardan birinin parasını iade ettiğini belirttiği halde, 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, katılanların çağrılarak ödeme hususun araştırılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.