Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/10252 E. 2014/4763 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10252
KARAR NO : 2014/4763
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

Tebliğname No : 11 – 2010/79916
MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2009
NUMARASI : 2008/566 (E) ve 2009/677 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Katılan ve sanığın birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çalıştıkları, katılanın cep telefonunun bozulması üzerine tamir işlerinden anlayan sanığın telefona bakıp içerisine sıvı kaçtığını söyleyip tamir etmek üzere teslim aldığı telefonu iade etmeyerek Türkiye’ye döndüğünün iddia edildiği somut olayda; sanığın, kolluktaki savunmasında suça konu telefonun sıvı teması nedeni ile tamir edemediğini, İzmir Karşıyaka’daki bir arkadaşına tamir için gönderdiğini, onun da tamir edememesi üzerine başka tamircilere de götürüp gösterdiğini, tamir olmayan telefonu katılana göndermeyi teklif edince katılanın harcı borcunu kurtarmaz diyerek kabul etmediğini anlatırken, kovuşturma aşamasındaki savunmasında tamirci arkadaşının telefonu tamamen parçalaması nedeni ile ikinci el bir telefon almayı ya da 200,00 TL olan bedelini ödemeyi teklif ettiğini söylemesi ve sonuç olarak zilyetliğini devraldığı cep telefonunu iade etmeyerek mal edindiğinin anlaşılması karşısında eyleminin TCK’nın 155/1 maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun hukuki vasfında hataya düşülerek TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 25 tam gün olarak tayin edilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.