YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10125
KARAR NO : 2014/3885
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/255659
MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/05/2011
NUMARASI : 2011/159 (E) ve 2011/549 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; şikayetçiye ait şirkette satış elemanı olarak çalışan sanığın, şirket adına tahsil ettiği 23.582 TL’yi, tahsilat makbuzlarının ikinci nüshalarında oynama yapmak suretiyle, şirket hesaplarına aktarmayarak uhdesinde tutması şeklindeki eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-Sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesi kapsamında mahkumiyet hükmü niteliğinde olmayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal engel teşkil etmeyeceği ve suçtan doğan zararın giderildiği dikkate alındığında, anılan hükmün (b) bendi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmalardaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurulup, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususu tartışılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “koşulları oluşmadığından” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.