Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2012/10118 E. 2014/4092 K. 05.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10118
KARAR NO : 2014/4092
KARAR TARİHİ : 05.03.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/255407
MAHKEMESİ : Gerze Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/04/2011
NUMARASI : 2009/154 (E) ve 2011/33 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın G.. Müteahhitlik şirketi yetkilisi olan sanık Gülhan ‘dan 1986 yılında adi senet ile daire satın aldığı, o tarihte karşılığında 6.750 TL ödeme yaptığı ve 1989 yılına kadar bu dairede oturduğu, elektrik, su, telefon aboneliğinin kendi üzerine yapıldığı, ancak söz konusu daireyi sanık Gülhan’ın katılanın bilgisi dışında kardeşi olan diğer sanık Gülten’e sattığı, bu satıştan sonra katılana G.. Müteahhitlik şirketinden daireyi boşaltması hususunda noter vasıtası ile ihtarname gönderildiği, katılanın yaptığı araştırmalar sonucu söz konusu dairenin tapuda sanık Gülten adına irtifak hakkı tesis edildiğini tespit ettiği, daha sonra da söz konusu dairenin 08/10/2007 tarihinde sanık Gülten tarafından sanık Serpil’e satıldığının iddia olunması karşısında, sanıkların eyleminin eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.