YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10104
KARAR NO : 2014/3846
KARAR TARİHİ : 03.03.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/252449
MAHKEMESİ : Yunak Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2011
NUMARASI : 2011/76 (E) ve 2011/97 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık R.. A..’un Y.. İlçesinde PTT binasına ait yangın merdivenlerinin en üstüne çıkarak “Benim yuvam dağılmış, Allah rızası için yuvamı yapın, eşime gönderilmek üzere acilen bana 1.000,00 TL para bulun” dediği, polis memurlarının kendisine iş bulacağını söylediklerinde ise, Akşehir’de de intihara kalkıştığında polislerin kendisine iş bulacağını belirtmelerine rağmen bulmadıklarını bu nedenle kendilerine inanmadığını, kaymakamla konuşmak istediğini söylediği, bunun üzerine kaymakamın olay yerine gidip, aşağıda konuşmalarını gerektiğini belirtince sanığın ikna olarak aşağı indiği, kaymakamın yapmış olduğu araştırmada birçok yerde eylemlerini gerçekleştirdiğini anladığı sanığa herhangi bir şekilde yardımda bulunmadığından, sanığın dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın intihar edeceğini söyleyerek para istemesinin dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturmayıp, karşı taraf üzerinde baskı oluşturmaya yönelik olduğu, ayrıca yangın merdiveninde bulunan sanığa o anda para verilme durumunun söz konusu olmaması nedeniyle, sanığın aşağı inmesinden sonra mağdur tarafından yapılan araştırmada çevre ilçelerde de benzer eylemleri gerçekleştirdiğinin tespit edilmesi üzerine sanığa herhangi bir yardımın yapılmamış olması ve sanığın bunların dışında herhangi bir davranışının bulunmaması nedenleriyle mağdurun denetleme imkânının ortadan kaldırılmadığı anlaşılmakla; dolandırıcılık suçunun hile unsurunun somut olay açısından gerçekleşmediği gözetilmeden, sanığın beraatı yerine, yazılı gerekçelerle mahkûmiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.