YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10059
KARAR NO : 2014/4195
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/247052
MAHKEMESİ : Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2011
NUMARASI : 2009/420 (E) ve 2011/35 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddesin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca bir çok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Afyonkarahisar Ticaret Sicili Memurluğunca 18.09.2003 tarihinde tescil edilen Renkli Ev Eşyaları… Ltd. ticari ünvanlı şirketi ortak-A.. H..G.. (sanık Behiç) yetkili ortak-Bektaş Renklitepe (sanık Erdal) sahte kimlikleriyle kuran ve başlangıçtan beri fikir-eylem birliği içinde hareket eden sanıkların, Halkbank/Afyonkarahisar şubesi nezdinde şirket adına açılan banka hesabından alınan çek karnesine ait suça konu 14.06.2005 keşide (vade) tarihli L 33.. seri no’lu 9.800.000.000 TL bedelli kişedeci imzası sanık Erdal’a ait olduğu 30.10.2010 tarihli raporla belirlenen çek yaprağını sahte düzenleyip piyasaya sürmeleri, açık kimliği tespit edilemeyen M.. K.. (Ekol…Taahhüt) birinci cirosu ile çekin 04.06.2005 tarihli faturalı mal satışı karşılığı katılan U.. İnşaat… Ltd. ünvanlı şirkete geçmesi, tahsil için bankaya gidildiğinde sahte olduğunun söylenmesi eylemlerinin “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; sanık Erdal’ın 16.02.2010 sanık Behiç’in ise 24.11.2010 tarihli beyanları, sanık Behiç’in 01.04.2004 – 14.07.2006 tarihleri arasında cezaevinde olduğu yönündeki anlatımı dikkate alınarak; suç tarihinde (faturanın düzenlenme tarihi) her iki sanığın da cezaevinde olup olmadıklarının, cezaevine alınış kesintisiz kalış ve tahliye tarihleri belli olacak şekilde araştırılması, sanık Behiç’in 16.03.2011 tarihli sorgusundaki Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/155 E. sayılı dosyasının getirtilip savunma anlatımı doğrultusunda incelenmesi, suça konu çek yaprağının dahil olduğu çek karnesinin hangi tarihte kime teslim edildiğinin ve varsa alındı belgesinin ilgili bankadan temin edilmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.