Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/68023 E. 2013/11238 K. 17.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/68023
KARAR NO : 2013/11238
KARAR TARİHİ : 17.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; katılan ve sanığın daha önceden birbirlerini tanıdıkları, sanığın katılanı arayarak elinde kurbanlık keçiler olduğunu paraya sıkıştığını, cüzi bir miktara satacağını söyleyerek bu hayvanları alıp alamayacağını sorduğu, katılanın kabul etmesi üzerine 26.12.2006 tarihinde buluştukları, sanığın kurbanlık hayvanların Dimçayı yanında bulunan kurban satış yerinde olduğunu söylediği, birlikte kurbanlıkların olduğu yere gittikleri, 50 adet kurbanlık keçi için 4.000,00 TL karşılığında anlaştıkları, müştekinin parayı verdiği, sanığın kurbanlık hayvanları kendisinin getireceğini söyleyerek yanından ayrıldığı, katılanın beklemesine rağmen sanığın anlaşmaya konu hayvanları getirmeyerek dolandırıcılık suçunu işlediğine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53.maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmanın kanuni sonucu olması nedeniyle infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tayin olunan adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesinde uygulanan kanun maddesinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesine istinaden uygulanması gereken CMUK’un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına “TCK.nın 52/2 maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.