Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67997 E. 2013/11261 K. 17.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67997
KARAR NO : 2013/11261
KARAR TARİHİ : 17.06.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık …’ın, kimliği tespit edilemediğinden hakkındaki soruşturma evrakı tefrik edilen şahısla birlikte hareket ederek, … isimli şahsın katılan …’a kendisini … şirketi proje müdürü … olarak tanıttığı ve Fransa’ya göndermek için şoför aradığını, ilk etapta vize işlemleri için 235 TL masraf olduğunu söyleyerek katılan …’dan nüfus cüzdan fotokopisi, adli sicil kaydını aldığı ve masraflar için gerektiğini söylediği, 235 TL’yi sanık …’ın İş Bankası İstanbul Küçükköy şubesindeki hesabına yatırmasını ve kendisinden haber
beklemesini istediği, katılan …’ın buna inanarak 235 TL’yi sanık …’ın hesabına havale yoluyla gönderdiği ve bu durumdan şoför olan arkadaşları katılan …, … ve …’i haberdar ettiği, diğer katılanlarında şoför olarak Fransa’ya gönderileceklerine inanarak sanık …’in banka hesabına para gönderdikleri, sanık …’in de hesabına yatırılan paraları çektiği olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde gün para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “60 gün”, “75 gün” ve ” 1500 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “6 gün” ve ” 120 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.