Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67983 E. 2013/11258 K. 17.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67983
KARAR NO : 2013/11258
KARAR TARİHİ : 17.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılanın sahibi olduğu işyerine gelerek, … adına tanzim edilmiş trafik tescil büro amirliğinin maddi varlıkları olan sürücü belgesiyle araç kiraladığı, daha sonra suça konu araca sahte plaka takarak başka birine kiraladığı olayda, dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddelerinde öngörülen “kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde gün para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
2-Sanık hakkında tayin olunan adli para cezasının gün karşılığının ekonomik sosyal durum araştırması yapılmadan yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak 100 TL olarak belirlenmesi,
3- Sanığın TCK’nın 53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğunun, kendi “alt soyu” üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar”, “kendi üst soyu ve diğer kişiler” yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” sürmesine karar vermek gerektiği gözetilmeden, alt soy dışındakiler yönünden de koşullu salıverme tarihine kadar TCK’nın 53/1-c maddesindeki halkandan yoksun bırakılmasına karar verilerek aynı maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırı hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.