Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67980 E. 2013/11283 K. 17.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67980
KARAR NO : 2013/11283
KARAR TARİHİ : 17.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların, katılan …’ın evine gittikleri, bu esnada evinden camiye doğru gitmekte olan katılan …’a hitaben: “sen daha önce akciğer kanaması geçirmişsin evinize doktor geldi sizi muayene edecek biz hastaneden geldik” diyerek katılanı araçlarına bindirerek eve götürdükleri, evde katılana “doktor salı günü gelecek, her tarafta sizi muayene edecek” dedikleri, devamında katılan …’a “siz yaşlılık maaşı almak için müracaatta bulunmuşsunuz, Çarşamba günü size maaş bağlanacak, bize 150 TL verin, Çarşamba günü maaşla birlikte 150 TL’yi alacaksınız” dedikleri, katılan …’ın bunun üzerine sanıklara 150 TL’yi verdiğini, akabinde katılan …’a hitaben “doktor sizi muayeneye gelecek beraberinde iğne getirecek iğnelerin bedeli 300 TL’yi bize verin” dedikleri, katılan …’ın 250 TL parası olduğunu beyan ederek bunu sanıklara verdiği olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıkların adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyetleri bulunduğu halde TCK’nun 58.maddesinin uygulanmaması ve değişik gerekçelerle her iki katılandan para almaları karşısında, her bir katılan yönünden ayrı ayrı dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları gerekirken 5237 sayılı TCK’nun 43/2.maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanıklar hakkında TCK’nın 53.maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 17/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.