Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67642 E. 2013/11442 K. 19.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67642
KARAR NO : 2013/11442
KARAR TARİHİ : 19.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar … ve … müdafiinin, duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318.maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanık …’ün, “…” ismini kullanarak yerel bir gazetede çalıştığı sırada tanıştığı katılan …’a, bir arkadaşında 2260 adet reşat altını olduğunu, bunları ucuza alabileceklerini, kendisinin daha
önce arkadaşı sanık … ile birlikte söz konusu altınlardan birisini kuyumcuya gösterdiklerini, altınların gerçek olduğunu söylediği, katılana ait büroda buluşan sanık …’ın da, altınları olan “…” isimli çocukla görüştüğünü, altınların yarısına yakınını saydığını, işin sağlam olduğunu söyleyerek, katılanı ikna ettikleri, sonrasında, birlikte …’a ait araç ile …’ya geldikleri, burada sanık …’ın, “…” ismini kullanan sanık … ile irtibat kurarak onu arabaya çağırdığı, arabaya gelen bu sanığın, “annem paraları görmeden altınları vermiyor” demesi üzerine sanık …’ün, içinde 60.000 TL bulunan katılana ait çantayı, katılanın başka birisiyle telefon görüşmesi yaptığı sırada bu durumu fırsat bilerek sanık …’ye verdiği ve parayı alan bu sanığın ortadan kaybolduğu, böylelikle sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek hileli söz ve davranışlarla ikna ettikleri katılandan haksız menfaat temin ettikleri anlaşıldığından, atılı suçun subut bulduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.