Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67633 E. 2013/11440 K. 19.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67633
KARAR NO : 2013/11440
KARAR TARİHİ : 19.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık (değişen suç vasfı ile dolandırıcılık)
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, emlakçılık yaparak geçimini sağlayan şikayetçiye ait işyerine gidip bağevi yapmak için arazi satın almak istediğini beyan ederek Kilis yolu üzerinde bulunan araziyi şikayetçi ile birlikte gezip beğendikten sonra kapora vermek için birlikte … mah. … pazar yerine gittikleri, sanığın burada … isimli siteye girdiği daha sonra şikayetçinin yanına tekrar gelerek araziyi alacağı kişiye iki adet 50 TL. lazım olduğunu söyleyip, şikayetçiden paraları alarak, tekrar aynı siteye girip apartmanın diğer çıkışından çıkarak ortadan kaybolduğu anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, zararı karşılamak istemesine rağmen şikayetçinin bunu kabul etmediğini savunmasına karşın, şikayetçinin 05.03.2009 tarihli celsede zararının karşılanmamış olduğunu ifade etmesi ve sanığın, zararı karşılamak istediğine dair beyanı dışında herhangi bir delil olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.