Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67154 E. 2013/10349 K. 04.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67154
KARAR NO : 2013/10349
KARAR TARİHİ : 04.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda, sanığın askerlik arkadaşı olan katılan …’ı arayıp elinde altın olduğunu bunu elden çıkarmak istediğini söyleyip numune olarak bir adet altın verdiği, bu altının gerçek olduğunu öğrenen katılan … ve babası olan diğer katılanın Denizli’ye gelerek sanık ile buluştukları, sanığın 110 fes altını alıp geleceğini söyleyerek katılanlardan 10.000.-TL yi ve numune altını aldıktan sonra ortadan kaybolduğu şeklindeki eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 Sayılı TCK’nın 53.maddesinin 1.fıkrasının c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarına ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3.fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde yer alan 53. maddenin uygulanması ile ilgili kısmın hükümden çıkarılıp yerine “5237 sayılı TCK’ nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından şartla tahliye tarihine kadar, diğer hak yoksunluklarının ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması” ibaresinin eklenmesi suretiyle; sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.06.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.