Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/67092 E. 2013/10456 K. 05.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/67092
KARAR NO : 2013/10456
KARAR TARİHİ : 05.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Somut olayda; mağdura ait iş yerinde garson olarak çalışan, aynı zamanda kasaya bakmakla görevli olan sanığın, suç tarihinde kasada biriken 210 TL’yi ve mağdur tarafından kola bayiine vermesi için kendisine teslim edilen 300 TL’yi alarak iş yerinden kaçması şeklindeki eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132, 251 E.K sayılı kararı ile 27.05.2008 gün ve 127-147 E.K sayılı kararında vurgulandığı üzere; 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerektiği, 765 sayılı Kanun’un 523. maddesi, “iade ve tazmin esasına” dayalı bir düzenleme iken, 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesi tazminden çok “pişmanlık” esasına dayandığı, “pişmanlık sonucu olan iade ve tazmin”in önem taşıması nedeniyle, iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçmesi, somut olaydaki gibi sanığın şehir dışına gitmek için bindiği otobüste polisler tarafından yakalanması üzerine mağdurdan aldığı paranın 300 TL’sini mağdura iade etmesi gibi hallerde failin etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.