YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/66892
KARAR NO : 2013/10299
KARAR TARİHİ : 03.06.2013
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık (Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması)
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümlü hakkında verilen 16.11.2000 tarih ve 2000/142-353 E-K sayılı mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi üzerine mahkemece 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi gereğince suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın olaya ilişkin tüm hükümlerinin karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi amacıyla evrak üzerinden yapılan uyarlama sonucu verilen ve temyiz yasa yoluna tabi olan 27.07.2005 tarihli ek kararın tebliği işleminin hüküm fıkrasında başvurulabilir yasa yolunun “itiraz” olduğu şeklinde yanıltıcı belirtilmesi nedeniyle geçersiz olduğu ve kararın bu nedenle usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla; hükümlü müdafiinin 24.05.2010 havale tarihli itiraz dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulüyle, temyizin, 27.07.2005 tarihli ek karara yönelik ve öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilip, uyarlama sonucu kurulan bu hükmün usulüne uygun kesinleşmemesi nedeniyle sonradan verilen İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20.03.2008 tarihli ek kararının hukuken geçersiz olduğu da belirlenerek yapılan incelemede;
1-5252 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, usulüne uygun şekilde duruşma açılıp anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca da önceki mahkumiyet hükmü ile sonradan 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’un temel cezanın tayini ile bireyselleştirilmesine ilişkin tüm hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan
sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde dosya üzerinden karar verilmesi,
2-Uyarlama yargılamasında kazanılmış hak kuralının geçerli olmadığı da gözetilerek; sanığın sahte üretilen kredi kartı ile alışveriş yapmak suretiyle menfaat temin etmekten ibaret eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 504/3 maddesinde öngörülen “nitelikli dolandırıcılık” ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın ise 245/3. maddesinde düzenlenen “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçunu oluşturduğu, lehe yasanın belirlenmesinde karşılaştırmanın anılan kanunların belirtilen bu ve ilgili diğer hükümleri uygulanarak yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.