Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/66613 E. 2013/9970 K. 29.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/66613
KARAR NO : 2013/9970
KARAR TARİHİ : 29.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, emlakçılık yapan katılanın … yerine giderek … ilçesi … mevkiinde bulunan 770 metrekare arsayı satmak istediği, arsayı satması için malikler tarafından kendisine verilmiş vekaletname bulunduğunu söyleyerek katılana arsayı gösterdiği, yaptıkları pazarlık sonuçunda 55.000 TL’ye anlaştıkları, sanığın, katılanı …’e götürerek arsa sahibi olduğunu söylediği kişilerle de görüştürdüğü, katılana gösterilen vekaletnamede isim hatası olması nedeniyle katılanın bu hususun düzeltilmesi gerektiğini söylediği, bu süreçte sanığın katılandan satış bedeline mahsuben 19.000 TL peşinat istediği, bunun üzerine katılanın 02.10.2006 tarihinde 4.000 TL, 06.10.2006 tarihinde 15.000 TL olmak üzere toplamda 19.000 TL’yi, sahte kimlik kartına istinaden açılmış … adına olan ve sanığın bildirdiği hesap numarasına havale ettiği, bu hesaptan da 9.000 TL ve 5.000 TL olmak üzere toplam 14.000 TL’nin sanığa ait banka hesabına aktarıldığı şeklindeki olayda; sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5237 sayılı TCK’nın 157.maddesi uyarıncça hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 29.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.