Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/66526 E. 2013/9983 K. 29.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/66526
KARAR NO : 2013/9983
KARAR TARİHİ : 29.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, 23/10/2007 tarihinde otogar yakınındaki taksi durağında bekleyen şikayetçi …’ın yanına giderek kendisini polis memuru… olarak tanıttığı ve orada bekleyemeyeceğini söyleyerek şikayetçiyi bir lokantaya götürdüğü, lokantada oturdukları sırada bir yeri arayacağını söyleyerek şikayetçiden cep telefonunu istediği ve telefona kendi kartını takarak arama yaptıktan sonra bir suçlunun yakalandığını ve şahsı merkeze götüreceğini söyleyerek parası olmadığından bahisle şikayetçiden 240,00 TL aldığı, beş dakika sonra döneceğini söyleyerek para ve cep telefonu ile birlikte dışarı çıktığı ve bir daha gelmediği,
30/08/2007 tarihinde katılan …’nun çalıştığı…taksi durağına giden sanığın, … şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, İstanbul’a gidecek yolcusu olduğunu, iki taksiye ihtiyaç bulunduğunu söyleyip katılan ve … isimli taksicilerle anlaştığı, yolcuların… şirketinin önünde beklediğini, yolcularla irtibat kurabilmesi için cep telefonuna ihtiyacı olduğunu söyleyerek katılanın Samsung SGH 250 marka cep telefonunu aldığı, katılan ve tanığın … şirketine gittiklerinde orada yolcu olmadığını görüp sanığa verdikleri cep telefonunu aradıkları, ancak kendisine ulaşamadıkları, geri döndüklerinde de sanığın ortada olmadığı,
11/10/2007 tarihinde,…Parkı içerisinde bir kestane ağacına isminin baş harfini yazan katılan …’ı gören sanığın, kendisini parkın bekçisi olarak tanıtıp ağaca verdiği zarardan dolayı katılana ceza yazacağını söyleyerek katılandan kimliğini istediği ve cezayı ödeyebilecek parası olup olmadığını sorduğu, katılanın parası olmadığını söylemesi üzerine Nokia 6688 marka cep telefonunu alıp “Akşam saat 19.30’a kadar seni bekleyeceğim, parayı getir, cezayı öde, sonra telefonunu al” diyerek katılanı gönderdiği,
25/03/2007 günü…Parkında dolaşan katılan … ile karşılaşan sanığın, katılana “ben jandarmayım, astsubayım, telefonunu ve kimliğini bana ver” demesi üzerine katılanın Nokia 21 00 marka cep telefonunu ve kimliğini sanığa verdiği, sanığın katılanın kimliğinin fotokopisini çektirip kimliği ve sim kartını iade ettikten sonra ”ben seni ararım, gelir jandarmadan telefonunu alırsın” diyerek telefonla birlikte yanından uzaklaştığı, şeklindeki eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş; katılan …’un kolluktaki ve savcılıktaki ifadelerinde bahsetmediği halde mahkemedeki ifadesinde, sanığın kafasına silah dayayarak cep telefonunu aldığı şeklindeki soyut iddiası dışında herhangi bir delil bulunmadığı, katılanın parkinson hastalığının 5237 sayılı TCK’nın 158/1-c maddesi kapsamında algılama yeteneğinin zayıflığına neden olmayacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 29.05.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.