Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/66072 E. 2013/9726 K. 27.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/66072
KARAR NO : 2013/9726
KARAR TARİHİ : 27.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın suç tarihinde …’ye gelerek bilgisayar satımı yapan katılanın işyerinden, eşine hediye bilgisayar almak istediğini söyleyerek Sony marka laptop sipariş verip, kapora bıraktığı, bilgisayarın gelmesi üzerine katılanın sanığın verdiği cep telefonu numarasını arayarak durumu bildirdiğinde, katılana Tıp Fakültesi’nde annesinin yattığını, kendisinin buradan ayrılamadığını bilgisayarı getirmeleri durumunda satın alacağını, ayrıca gelirken 500 Türkcell, 500 de Telsim kontör almalarını belirtmesi üzerine katılanın oğlu ile birlikte Sony marka laptop bilgisayar ve kontörlerle Tıp Fakültesi’ne götürdüğü, bilgisayarı ve kontörleri sanığa verdikleri, sanığın da İsviçre frangı diyerek katılana ekonomik değeri olmayan ve dolaşımı da bulunmayan Madagaskar Frangı vererek dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşılmakla; sanığın mahkumiyetine dair kabul ve uygulamada isabetsizlik görülmemiştir.

5237 sayılı TCK’nın 53.maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmanın kanuni sonucu olması nedeniyle infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden ve adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’ nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.