YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/65996
KARAR NO : 2013/9810
KARAR TARİHİ : 28.05.2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1) Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten … tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
Katılanlar … ve … ile aynı … yerinde çalışan sanığın, katılanlardan cep telefonlarını kısa süre kullanıp iade etmek üzere teslim alıp, bakkala gidip geleceğini söyleyerek … yerinden çıktıktan sonra bir daha geri gelmemesi şeklinde gelişen olayda, başlangıçtan itibaren hırsızlık kastıyla hareket ettiği anlaşılan sanık ile katılanlar arasında yasa koyucu tarafından güveni kötüye kullanma suçunun oluşması amacıyla aranan nitelikte, zilyetliğin devrine ilişkin, tarafların aldatılmamış özgür iradeleriyle kurulan ve hukuken geçerli olan bir sözleşme, dolayısıyla hukuksal anlamda geçerli bir zilyetlik devrinin bulunduğundan ve sözleşme sonucu meydana gelmiş olan güvenden söz edilemeyeceğinden, sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
2) Kabule göre de; Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca, sanığa verilen ceza yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.