Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/65733 E. 2013/10022 K. 29.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/65733
KARAR NO : 2013/10022
KARAR TARİHİ : 29.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58.maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Somut olayda; müştekinin adresinde oturduğu sırada kendisine ait…plaka sayılı aracı bulunduğu dükkanın önüne bıraktığı, aracını daha önceden satmayı düşündüğü için aracın camına “satılıktır” ilanı yapıştırması sebebi ile sanığın aracı görüp, satın almak bahanesi ile müştekinin yanına geldiği, müşteki ile aracın satımı hususunda anlaştıkları, sanığın “ben aracı sanayide ustaya göstereyim” diyerek alıp götürdüğü, suça konu aracı geri getirmeyerek başkasına sattığı anlaşılmakla, müşteki tarafından aracın zilyetliğinin kısa bir süre için sanığa devredilmiş ve zilyetliğin devir iradesininin gerçekleşmemiş olması karşısında, sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

Kabule göre de;
1-5237 Sayılı TCK’nın 53.maddesinin 1.fıkrasının c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarına ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3.fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın tutuklu kaldığı sürelerin, aldığı cezasından mahsubuna karar verilmemesiyle 5237 sayılı TCK’nın 63.maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Yasanın CMUK.326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 29.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.