Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/65576 E. 2013/9616 K. 23.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/65576
KARAR NO : 2013/9616
KARAR TARİHİ : 23.05.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır.
Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile, doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır.
Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.

Evli olduğu halde başka bir kadınla gayrı resmi ilişki yaşayan katılanın, eşi ve akrabaları tarafından kadının kendisine büyü yaptığına inandırılarak tanık … aracılığı ile çevresinde hoca olarak bilinen sanık ile tanıştırıldığı, katılanın sanığa ”sende büyü var, üç kişi sana büyü yapmış, sakallı papaz alevi dedesi ve ortağın büyü yapanlar arasında, iğneyle batırıp kuyuya atmışlar, ben bu büyüyü bozacağım” diyerek karşılığında 8.000 TL istediği, sanık ve yakınları tarafından parça parça olmak üzere değişik zamanlarda 8.000 TL’nin katılana verildiğinin anlaşıldığı olayda, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen dini duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1-Katılan ile birlikte sanığın bürosuna giden tanıklar … ve …’ın sanığın büyüyü bozma içim katılandan 8.000 TL istediğine ilişkin beyanları karşısında haksız menfaatin baştan belirlenmiş olması nedeniyle değişik tarihlerde aynı kast altında talep edilmesi halinde 5237 sayılı TCK’nın TCK’nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağı gözetilmeden sanığa fazla ceza tayini,
2-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.