Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/65527 E. 2013/9303 K. 20.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/65527
KARAR NO : 2013/9303
KARAR TARİHİ : 20.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanık …’un, şikayetçiye… şirketinin Rusya’daki şantiyesinde iş temin edebileceğini söyleyerek, rapor ve pasaport gibi evrakları hazırlamasını istediği ve şikayetçiden 100 TL aldığı, şikayetçinin hazırladığı evrakları firmaya teslim etmek yerine evinde bulundurduğunun soruşturma aşamasında sanığın ikametinde yapılan usulüne uygun arama sonucunda tespit edildiği, böylelikle sanığın yetkisi olmadan yurt dışında iş bulacağını söyleyerek hileyle menfaat temin ettiği anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın şikayetçinin zararını karşılamaması nedeniyle gerekçeli ve kısa kararda CMK’nın 231.maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
2-Sanığın talimat mahkemesince alınan 04.10.2008 tarihli savunmasında, lehe olan kanun maddelerinin uygulanmasını talep ettiği halde, sanık hakkında TCK’nın 62, 50 ve 51 maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.