Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/26038 E. 2013/9599 K. 23.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/26038
KARAR NO : 2013/9599
KARAR TARİHİ : 23.05.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Müştekinin babası tanık Necmettin Bayramoğulları özel otosuyla …’den İstanbul’a dönmekte iken bir benzinlikte aracı bozulan bir şahsa tamir takımı çantısını vererek yardımcı olduğu, bu kişinin kendisini doktor Muhammed olarak tanıtarak yaptığı iyiliğe karşılık yardım etmek istediğini söylediği, bunun üzerine müştekinin babası tanık Necmettin kızının Sağlık Meslek Lisesi Tıbbi Sekreterlik Bölümünü bitirip atama beklediğini, bu konuda bir yardımı olursa memnun olacağını bildirdiği,İstanbula dönen tanık Necmettin durumu kızına anlattığı ve katılanın şüpheliyi aradığı, şüphelinin katılandan diploma ve nüfus cüzdanını fakslamasını, ayrıca harç için 670.00 TL.nin de İşbankasının 51501027693 no.lu hesabına yatırılmasını isteyerek 670,00.TL parayı banka aracılığıyla kendi adına havale edilmesini sağlayarak haksız menfaat temin ettiği anlaşıldığından dolandırıcılık suçun subut bulduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Dolandırıcılık suçunda unsur olan hilenin kullanılmasından sonra, paranın banka aracılığı ile çekilmesi eyleminde, hilenin gerçekleşmesinde ödeme aracı durumunda bulunan bankanın rolünün bulunmadığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi kapsamında bankanın araç olarak kullanılması suçunun oluşmayacağı, eylemin aynı yasanın 157/1.maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında, aynı yasanın 158/1-f, son maddesi uygulanarak fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
2-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
3-TCK.nın 158/1-f maddesi gereğince kurulan hükümde temel cezanın 3 yıl yerine 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanığa eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 23/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.