Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/25529 E. 2013/8992 K. 15.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/25529
KARAR NO : 2013/8992
KARAR TARİHİ : 15.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, bankadan 400 Euro çeken katılanın yanına gelerek memleketini ve işini sorup yakınlık kurduktan sonra, ölen babası için … okutacağını söyleyip, 500 TL verdiği taktirde muhtaç insanlara dağıtıp dağıtamayacağını sorduğu, katılanın kabul etmesi üzerine yanında bozuk parası olmadığını, evinden alması gerektiğini söylediği, birlikte cadde üzerinde yürüyerek bir apartmanın önüne gittikleri, sanığın bu apartmana girip bir süre sonra çıktığı ve eşinde para olmadığını söyleyerek cebinden ve herhangi bir geçerliliği olmayan 500 Brezilya parasını katılana verdikten sonra katılandaki 400 Euro’yu alıp kuyumcudan bozdurup getireceğini söyleyerek olay yerinden uzaklaştığı şeklindeki eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkemenin, suç oluşturduğu kabul edilen eylemi gösterip bunun nitelendirmesini yaparak yeterli gerekçeyle hüküm kurduğu; iddianame ve ekleri okunarak sanığın savunmasının alınmış olması karşısında, iddianamenin kabulü kararının okunmamasının ve Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasını usulüne uygun olarak sunmuş olması karşısında, mütalaanın gerekçeli kararda yazılmamış olmasının sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.