Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/24638 E. 2013/8603 K. 09.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/24638
KARAR NO : 2013/8603
KARAR TARİHİ : 09.05.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, Ziraat Bankası… (…) Şubesinde mevcut kimlik bilgileriyle banka hesabını 30.10.2007 tarihinde açtırması sonrasında kendisini … Büyükşehir Belediye Başkanvekili… olarak tanıtıp mağdur … ile telefonda konuşup “kanser hastası biri için para yardımı toplamakta olduklarını, bu amaçla açılan bildirilen banka hesabına para yatırılmasını istediğini” söylemesi ve fakat mağdurun telefondaki sesten konuşanın… olmadığı kuşkusuna kapılarak onu telefonla araması sonrasında durumun ortaya çıkması ve bankaya bu konuda para yatırmaksızın bilgi vermesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesinde tanımlanan “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia olunan somut olayda;
1-Sanığın, 23.12.2008 tarihli talimat yoluyla alınan savunmasında; “suçun faili olmadığını” söylemesi, 11.03.2009 havale tarihli dilekçesinde de suç tarihinde…da faaliyet

gösteren…Vinç firmasında sigortalı vinç operatörü olarak çalışmakta olduğunu belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak, ilgili banka şubesinde 30.10.2007 tarihinde açılan banka hesabına ait tüm belgelerin asıllarının getirtilip, sanığın mukayeseye imkan verecek yazı-rakam-imza örnekleri de temin edilip hesap açılırken ve sonrasında varsa diğer işlemlerin sanık tarafından icra olunup olunmadığının araştırılması, hesap sözleşmesindeki imzanın sanığa ait olup olmadığının uzman bilirkişiden alınacak raporla belirlenmesi, hesap açılışında kullanılan nüfus cüzdanı fotokopisindeki fotoğrafın savunması talimatla alınan sanığa ait olup olmadığının, sanığa ait fotoğraflar da dosyaya intikal ettirilerek tespit edilmesi, fotoğrafların banka şubesi görevlis…’a gösterilip teşhisine çalışılması, aynı hesaba 30.10.2007 tarihinde İstanbul-Kozyatağı şubesinden… adlı kişi tarafından 6.000 TL yatırıldığı ve aynı gün bu paranın …-… şubesinden çekildiği anlaşılmakla…’un tanık olarak dinlenmesi, bu konuda bir soruşturma açılmış ise akıbetinin araştırılması, sanıktan “hesap açılırken kullanılan nüfus cüzdanını halen kullanıp kullanmadığının” sorulup öğrenilmesi, nüfus cüzdanını kaybetmiş ise bu hususta ilgili yerlere bildirimi olup olmadığının öğrenilmesi, suç tarihinde…Vinç firmasında sigortalı olarak çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, hesap açılması sırasında beyan edilen 0538 928 99 09 no’lu telefon hattının kim adına kayıtlı olduğunun araştırılması, temini mümkün ise konuşma kayıtlarının istenmesi toplanan deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Kabule göre; Somut olayda bankanın araç olarak değil “ödeme vasıtası” olarak kullanıldığı anlaşılmakla eylemin TCK’nın 157.maddesinde tanımlanan “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu nazara alınmadan yazılı şekilde “nitelikli dolandırıcılık” suçundan karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.