Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/24202 E. 2013/7811 K. 29.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/24202
KARAR NO : 2013/7811
KARAR TARİHİ : 29.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Müşteki …’ın, kardeşi olan katılan … adına kayıtlı … plakalı … marka arabayı satmak için 18.10.2005 günü … Oto Pazarına götürdüğü, kendisini … olarak tanıtan sanık …’ın arabayı, kendisinden ayrılmasına rağmen eşi olarak söylediği sanık …’a almak istediğini söylediği, müşteki ile sanık …’in 15.500 TL ‘ye anlaştıkları, sanık …, kendisini Adana halinde komisyonculuk yaptığını, evini ve işyerini göstererek burda oturduğunu, bir gün sonra 19.10.2005 günü noterlikte buluşacaklarını, parayı da burada vereceğini söylediği, sanıklar ile müşteki ve katılanın sanık …’in evi diye gösterdiği yerin altındaki kahvehanede buluştukları, sanık …’in, paranın bir kısmının eksik olduğunu, bunu eksikliği de, elindeki altınları gösterip, bunları bozdurarak tamamlayacağını söylediği, mesainin bitmesine az bir zaman kalması nedeniyle sanık … ile müştekinin altınları bozdurmak için suça konu otomobil ile gittikleri, sanık
…’ın da yanında kimliği tespit edilemeyen bir erkek şahıs ve katılanla ayrı olarak Adana 14. Noterliğine gittikleri, noterde işlemlerin devam ettiği sırada, sanık …’in, müştekiye … Kuyumculuk isimli kuyumcuya altınları bıraktığını, yirmi dakika sonra parayı alacaklarını söylediği, daha sonra da bir arkadaşından 150 Dolar alacağı olduğunu onu alacağı bahanesi ile müşteki …’u bir lokantada beklettiği, bu arada noterde devir işlemleri yapılırken sanık …’nin yanındaki kimliği tespit edilemeyen şahsın, aracın bedelinin müşteki …’a ödendiğini katılana söylemesi üzerine noterde devir işlemlerinin tamamlandığı, devir işlemlerinin tamamlandığını öğrenen sanık …’in müştekiyi bıraktığı yere bir daha gelmediği, daha sonra müştekinin yanına gelen iki kişinin, sanığın araçla bir çocuğa çarptığını ve hastaneye gittiğini söylediği, yapılan araştırmada, böyle bir kazanın olmadığının anlaşıldığı, sanık …’nin de yanındaki şahıs ile birlikte sanık …’e bakma bahanesi ile katılanın yanından ayrıldığı, sanıklara bir daha ulaşılamadığı, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ederek, hileli hareketlerle haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda suçun sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Dosya içerisindeki adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’ nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 29/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.