Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/24193 E. 2013/7800 K. 29.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/24193
KARAR NO : 2013/7800
KARAR TARİHİ : 29.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Eşinin rahatsızlığı nedeniyle İzmir’de özel bir hastanede bekleyen müştekinin yanına gelen sanığın müşteki ile bir süre sohbet edip, müştekinin köyünde oturan … ‘i tanıdığını ve arkadaşı olduğunu söylemek suretiyle müştekide güven duygusu uyandırdığı, bir süre sohbet ettikleri, sanığın, karşı tarafta bulunan çay ocağında çay içmek üzere müştekiyi davet ettiği, birlikte çay içtikleri, müştekinin, durumlarının iyi olmadığını, Kaymakamlığın kendisine 250.00 TL yardım ettiğini söylediği, sanığın, kendisine yardımcı olmak istediğini, bunun için 500 TL değerinde, 500 Euro para vereceğini söyleyip bu paranın 250 TL’sini müştekiden geri istediği, müştekinin de üzerinde
bulunan 250 TL parayı sanığa verdiği, sanığın da daha sonra değersiz Peru parası olduğu anlaşılan ve üzerinde 500 yazılı parayı müştekiye verdikten sonra hastaneden ayrıldığı, sanığın üzerinde ülkemizde geçerli olmayan Banko Central Do Brasil ibareli 500 banknot halinde 19 adet kağıt paranın ele geçirildiği, böylece sanığın hileli hareketlerle haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, suçun sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmammıştır.
Dosya içerisindeki adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’ nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 29/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.