Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/24185 E. 2013/7801 K. 29.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/24185
KARAR NO : 2013/7801
KARAR TARİHİ : 29.04.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırıcılık, Özel Belgede Sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın babasına ait … yerinde çalışan müştekiden bir kredi işlemine kefil olması için daha önceden ikametgah belgesi, nüfus cüzdan suretini istediği, müştekinin de bunları temin edip ona verdiği; ancak daha sonra sanığın krediye gerek kalmadığını söylediği, belgeleri ise iade etmeyerek daha sonra onun rızası dışında müşteki adına Koç Finansal Hizmetlere başvurup, işyeri sahibi temyiz dışı … vasıtasıyla müşteki adına 5.050 TL bedelli tüketici kredisi çektiği, kredi bedelinin ödenmemesi üzerine müşteki hakkında icra takibi başlatıldığı, kredi sözleşmesinin altındaki Tüketici Adı-Soyadı bölümünde yazan … yazısının …’a ait olduğu, imzanın ise taklit niteliğinde atıldığı, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Müştekinin, suça konu sözleşmeyi imzaladığına dair hiçbir delil bulunmadığı, bu belgenin müşteki tarafından imzalanmadığının alınan ekspertiz raporu ile tespit edildiği, ikametgah, nüfus
cüzdan sureti gibi belgeler, ilk başta müştekinin rızasıyla sanığa verilmiş ise de, bu belgelerin daha önce çekilecek krediye kefil olunması amacıyla verildiği, ayrıca sanığın bu krediyi çekmekten vazgeçtiğini müştekiye söyledikten sonra, borçlarından dolayı ilgili kredi kuruluşu tarafından kendisine kredi verilmemesi nedeniyle, kendisine teslim edilen belgeleri de kullanarak müştekinin imzasını taklit etmek suretiyle kredi sözleşmesini imzalayıp onun adına tüketici kredisi talebinde bulunduğu, krediden faydalanan kişinin de sanık olduğu dikkate alınarak, suçun sanık tarafından işlendiği hususunda mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı deliller bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-j, son ve 207/1 maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.