Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/21339 E. 2013/5725 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/21339
KARAR NO : 2013/5725
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Beyaz eşya satan müştekinin dükkanına giden sanığın, kendisini … olarak tanıtıp Türk Telekomda memur olarak çalıştığını söyleyerek kendi fotoğrafını yapıştırdığı … adına düzenlenmiş Türk Telekom Personel Kimlik Kartını gösterdikten sonra alış veriş yaptığı, 15 TL ödeyip kalan miktar için taksit yapılmasını istediği, bu sırada müştekinin … adına düzenlediği senetleri imzalayıp yanlış adres beyan ettikten sonra senet bedellerini ödemeden ortadan kaybolduğunun anlaşıldığı olayda, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle 50 gün olarak belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde hapis cezası yanında verilen “5237 sayılı TCK’nın 157/1.maddesi gereğince 50 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı yasanın 52.maddesi gereğince günlüğü 20 TL’den olmak üzere 50 gün karşılığı sonuç olarak 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadelerinin yerine “5237 sayılı TCK’nın 157/1.maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı yasanın 52.maddesi gereğince günlüğü 20 TL’den olmak üzere 5 gün karşılığı sonuç olarak 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.