Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/21143 E. 2013/5710 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/21143
KARAR NO : 2013/5710
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, müştekinin sahibi olduğu bellona isimli mobilya mağazasına gittiği kendisini kardeşi olan … olarak tanıtarak bellona fabrikasında çalıştığına dair kart gösterdiği, taksitle yatak odası takımı almak istediğini söylediği, müştekinin sanığın göstermiş olduğu karta dayanarak bellona fabrikasını aradığı ve … isimli birisinin çalışıp çalışmadığını sorduğu, … isimli işçinin çalıştığının söylenmesi üzerine ikna olan katılandan taksitle 2.450 TL değerinde yatak odası takımı aldığı,örnekevler mahallesi adresini bildirerek almış olduğu ürünlerin bu adrese götürülmesini istediği, … ismi ile bono düzenleyerek imzaladığı,eşyaları taşıyan şahıslara kız kardeşine hediye olarak aldığını söyleyerek başka bir adrese götürmeleri istediği ve daha önceden kendisini bellonada mağaza müdürü olarak tanıtıp defolu ürünleri akrabalarına ucuza satabileceğine inandırdığı tanık …’e sattığı, sanığın bu şekildeki hileli söz ve davranışlarla haksız menfaat temin ettiği anlaşılmakla, üzerine atılı suçun subut bulduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosya içerisindeki adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’ nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesindeki isabetsizlik aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.