Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2011/20848 E. 2013/4979 K. 19.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/20848
KARAR NO : 2013/4979
KARAR TARİHİ : 19.03.2013

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
M.. A..Ticari Şube Müdürü olarak görev yapan sanığın, Genel Müdürlüğün belirlediği kredi hedeflerini aşmak amacıyla on grupta toplam 47 firmaya usulsüz kredi kullandırıldığı, kredilerde tebliğ şartlarına uyulmadığı, kredilerin genel müdürlük onayına sunulmadığı, yeni ipotek alınmadan kredi teminatı olarak bulunan ipoteklerin fekkedildiği, bu usulsüz kredi kullanımları nedeniyle bazı firmalardan tahsilat yapılamadığı ve bankanın risk altına sokulduğu, böylece sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
İlgili firmalara kullandırılan kredilere ilişkin dosyaların tamamı ile söz konusu firmaların kredi kullanım bilgilerine ilişkin dosyaların getirtilmesi, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, dosyanın kül halinde içerisinde bankacılık uzmanı, muhasebeci, hukukçunun da bulunduğu bilirkişi kuruluna tevdiinin sağlanarak, kredilerin hangi tarihte kimlere kullandırıldığı, hangi kredi bedellerinin hangi tarihte ödendiği, kısmi ödemeler var ise bunların miktarları, ödenmeyen kredilerle ilgili icra takiplerinin bulunup bulunmadığı, genel müdürlükten onay alınmadan kullanılan kredilerin miktarı, onaysız kredi kullandırılmanın mümkün olup olmadığı, tebliğlere aykırılık bulunduğu belirtilmekle, bu tebliğlerin neler olduğu, her bir kredi açısından ne şekilde tebliğe aykırılık bulunduğu, ödenen ve ödenmeyen krediler dikkate alınarak bankanın zararının ne olduğu hususlarında ayrıntılı bilirkişi raporu alınması ve bu hususların ayrı ayrı sanığa sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.